1. Dublin
Tarihi yapıları, kültürü, yeşillikleri, parkları ve tabi ki dünyaca ünlü publarıyla Dublin sakinlik ve huzur isteyenlerin yeni uğrak yeri oldu diyebiliriz. İrlanda’nın başkenti olan bu huzur dolu şehrin merkezdeki nüfus yaklaşık olarak 600 bin civarındadır ve dolayısıyla Türkiye’den alışık olduğunuz kalabalığa sadece gece kulüplerinde şahit olabilirsiniz. Dublin klasik bir Avrupa şehri olduğundan, saat 7’den sonra bütün alışveriş merkezleri ve mağazalar kapanır ve sadece publar, gece kulüpleri ve restoranlar çalışmaya devam eder ve bu saatten sonra Dublin şehri tam bir eğlence merkezine döner. Dublin şehir merkezinde dolaşırken, 9.yüzyılda inşa edilmiş Christ Church Katedrali’ni, 12.yüzyılda inşa edilmiş St.Patrick Katedrali’ni, 13. Yüzyılda inşa edilmiş Dublin Kalesini ve daha nicelerini görerek tarihe tanıklık edebilirsiniz ve içinizden “ Keşke Türkiye’de de tarihi yapılarımıza bu kadar iyi bakabilseydik “ diye geçireceğinize şimdiden emin gibiyim. Dublin’in güzelliği tabi ki tarihiyle sınırlı değil; Avrupa’nın en büyük dünyanınsa en büyük 2. Parkı olan Phoenix Park; şehrin hemen merkezindeki, içindeki süs gölleri ve kuşlarıyla meşhur olan St. Stephen’s Park, anıt parkları, Glendalough gibi sayısız parkta huzura ulaşabilirsiniz. Denizi soğuk olsa bile gel – git sonucunda inanılmaz büyüklüğe ulaşan Portmarnock, Bull Island, Sandymount plajları nefesinizi kesebilir ve plajda oturabilir veya arkadaşlarınızla bu devasa plajda top oynayabilirsiniz.
2. Belfast
Kuzey İrlanda’nın başkenti olan Belfast, Büyük Britanya topraklarında olmasına rağmen, İrlanda’yla kara sınırı olmasından dolayı İrlanda vizesiyle hiçbir vize kontrolü olmadan Belfast’a gidebilirsiniz. Titanik’in üretildiği topraklar olması sebebiyle şehrin en önemli simgelerinden birisi Titanik müzesidir. Titanik müzesi, içinde Kuzey İrlanda tarihini bulabileceğiniz, geminin inşa edildiği Hawland & Wolff hakkında bilgi alabileceğiniz ve geminin kısa süreli yolcuğunu bulabileceğiniz kısa bir tanıtım filmini bulabilirsiniz. Ayrıca, H &W gemi inşa limanı şuanda da şehrin önemli simgelerinden birisidir ve vinçlerini şehrin her yerinden görebilirsiniz. İrlanda ve Büyük Britanya’da da olduğu gibi bu şehir tarihi güzelliğini korumuştur. 1800’lü yıllarında ortasında inşa edilen Queens Üniversitesi, Black Taksi, Ulster Museum ve şehir sokaklarındaki graffitiler şehrin tadını çıkarmanıza yardımcı olacaktır. 1950’li yıllarda büyük iç karışıklık yaşamış bu şehir o tarihlerdeki çatışmaları günümüzde çekici bir turistik merkez haline getirebilmek adına çok güzel tasarlanmıştır. Ayrıca, doğal oluşum olan Giant Causeway ve Carrick-a-Rede Rope Bridge turuna katılarak daha mükemmel bir deneyim yaşayabilirsiniz. Benim size tavsiyem Belfast’i görmenizden çok bu iki yere gitmeniz yönünde. Kuzey İrlanda vatandaşları hakkında ilginç bir bilgi vermek gerekirse; hepsi İrlandalı olmasına rağmen İrlanda Cumhuriyeti kurulduğunda o bölgelerde olduğundan Kuzey İrlanda vatandaşı olarak hayatlarına devam etmek zorunda kalmışlardır. Bazıları, İngilizlerin zorlaması sonucu Protestanlığı seçmelerine rağmen bazıları da asıl mezhepleri olan Katoliklikten vazgeçmemiştir. İrlanda ve Kuzey İrlanda arasında herhangi bir mücadele olduğunda Kuzey İrlandalı olmasına rağmen, mezhebinden dolayı İrlanda’yı destekleyen insan sayısı çok fazladır.
3. Drogheda
Belki Drogheda normal bir turist için çok fazla bir şey ifade etmeyebilir ama biz Türkler ve İrlandalılar için ifade ettiği şey çok fazla olsa gerek bu ufak, sevimli ve tarihi şehrin. 1845 yılında İrlanda’da yaşanan büyük kıtlık döneminde, 1 milyona yakın insan hayatını kaybederken 2milyona yakın insanda göç etmek durumunda kalmıştı. 1847 yılında durumu öğrenen Sultan Abdülmecid İrlanda halkına 5bin poundluk yardım etmek istemiştir ancak, Büyük Britanya kontrolünde olan bu ülkeye Kraliçe bile 2bin poundluk destekte bulunmasından dolayı bu yardım kraliçeye karşı saygısızca bir davranış olduğu düşünüleceğinden; Sultan Abdülmecid bin poundluk yardımda bulunmuş ve geri kalan 4bin poundluk parayla da 3 gemi dolusu gıda malzemesi göndermiştir. Bu gemiler, ilk olarak ülkenin başkenti olan Dublin’e ulaşmıştır ancak, kraliçe bu gıda malzemelerinin şehre girmesi durumunda kendi kontrolü altında olan gıda malzeme fiyatlarının düşeceğini düşündüğünden girişi yasaklamıştır. Başka bir limana girmek isteyen gemiler tekrar engellenmiştir ve 3. Durak olarak Drogheda’ya ulaşan gemiler bu sefer içindeki gıda malzemelerini indirebilmiştir. Günümüzde, Drogheda futbol takımının amblemi ay-yıldız ve renkleri de Trabzon takımıyla aynıdır. Ayrıca, Drogheda ve Trabzon kardeş takımdırlar. Şehrin herhangi bir yerinde ben Türk’üm dediğinizde Türkleri ne kadar sevdiklerini veya stada gittiğinizde ben Türk’üm dediğinizde her sene kendilerinin Trabzon’a maç izlemeye ve Trabzonluların da Drogheda’ya maç izlemeye geldiklerinden bahsedeceklerdir. Drogheda şehrinin girişinde ve tepesinde bulunan ufak bir kale göreceksiniz burası günümüzde turistik müze olarak kullanılıyor ve buradan bu şehrin tarihi hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. İngilizlerin, bu şehri işgal edip, asıl yerlileri şehrin dışında tutmalarını, Drogheda halkının Fransızlardan yardım istemesini ve bu kaleden İngilizlerin, Fransızları ve Drogheda halkını nasıl izlediğini görebilirsiniz. Ayrıca, şehrin içinde gezerken o zamanlardan kalan şehri çevreleyen duvarları ve günümüzde hala ayakta kalmayı başarabilmiş 7 giriş kapısından birisini görebilirsiniz. Ayrıca, Drogheda’dan otobüsle kısa bir yolculuk yaparak Newgrange bölgesine ulaşarak bu 5200 yıllık Unesco tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilen bu bölgeyi de görmenizi tavsiye ederim.
4. Galway & Cliffs of Moher
Cliffs of Moher, İrlanda’nın en önemli turistik merkezlerinden birisi olması ve uçurumuyla oldukça meşhur bir yerdir. Dublin şehir merkezinden turlara katılarak hem Cliffs of Moher’i hem de Galway şehrini gezebilirsiniz. İrlanda’nın ve Avrupa kıtasının en batısı diyebileceğimiz bu topraklar Kuzey Atlantik Okyanusundaki dalgalar sonucunda aşınan bu topraklar mükemmel bir görüntü ortaya çıkarmıştır. En ucuna gitmeye cesaret edemeyeceğiniz, gitseniz bile aşağıya bakarken nefesinizin kesileceği bu bölgede unutamayacağınız anlar yaşayacağınıza eminim. Uçurumun kenarındaki patika yol ve temiz okyanus esintisi fantastik bir deneyim olacaktır sizin için. Galway şehri gece hayatıyla meşhur diye konuya girsem sanırım yanlış bir başlangıç yapmış olmam. Deniz kenarında kalan bu şehir de, Corrib nehri tarafından ikiye bölünmüştür. Tarihi binaları ve turistlerle dolu sokakları sizi tarihte yolculuk yapmak için bekliyor olacak. Ayrıca yorgunluğunuzu, kahvenizi alıp, deniz kenarında oturarak atlatabilirsiniz veya Cliffs of Moher’deki deniz kenarındaki temiz havadaki yürüyüşünüz tadı damağınızda kaldıysa yine kahvenizle birlikte Mutton adasına yürüyüş yapabilirsiniz.
5. Cork
Google fotoğraflarda “ İrlanda “ diye aratmanız durumunda ilk sıralarda çıkan veya çoğu İrlanda hakkında yazılan yazılarda kullanılan renkli evler ve arka tarafta kalan kilise fotoğrafı bu şehrin fotoğrafıdır desem muhtemelen hemen hemen hepinizi etkilemiş olurum diye düşünüyorum. Tipik bir İrlanda şehri olan Cork, İrlanda’nın en büyük 2.şehri olma özelliğini taşımaktadır ve burası da yeşilliği ve şehrin içlerine doğru sokulan su yolları şehre oldukça güzel bir hava katmaktadır. Fotoğraf çekmeyi seven, güzel fotoğrafları olmasını isteyenlerin mutlaka uğrayıp bir göz atmasını tavsiye edebilirim. Bu bilgiler dışında, Cork’u mini bir Dublin olarak düşünebilirsiniz. Cork’taki parklar, kiliseler ve şehrin içinden geçen Lee Nehri size Dublin’i anımsatacaktır.
Sinan Güler